DEU İlahiyat Fakültesi’nde görevli Cihad Kısa, Hz Meryem’e yönelik bir fuhuş isnadından bulunan bir ses kaydı nedeniyle Çağlayan Adliyesinde toplanan bir grup Müslüman avukat basın açıklamasının ardından Cihad Kısa hakkında suç duyurusunda bulundu.

Grup adına Av.Rıdvan Kılıç şu basın açıklamasını okudu !

1 Ocak 2022 tarihinde video paylaşım sitelerinde Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde dekan yardımcılığı yapmakta olan Cihad Kısa’ya ait ses kayıtları yayınlanmıştır. Çeşitli sosyal medya hesapları üzerinden ivedi bir şekilde yayılan bu ses kayıtları kamuoyunca büyük bir tepki ile karşılanmıştır.

Söz konusu kayıtlarda Kur’an-ı Kerim’de iffet timsali olarak belirtilen Hz. Meryem validemize karşı ağza alınmayacak iftiralarda bulunulduğu müşahede edilmiştir. Şahsın idari olarak bağlı olduğu Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi dekanlığı tarafından ertesi gün yapılan açıklamada, ses kayıtlarının dekan yardımcısına ait olduğu inkâr edilmemiş, ders kayıtlarının tamamının idarede mevcut olduğu kabul edilmiştir.

Cihad Kısa isimli şahsın Hz. Meryem validemize küstahça “zina” fiili ithamında bulunmuş olması, bir gecede 100 binden fazla vatandaşımızın sosyal medyada tepki göstermesiyle kınanmış, telin edilmiş ve öfkeyle karşılanmıştır. Kamu barışını tehlikeye sokan bu durumu görmezden gelen dekanlık yaptığı açıklamada, söz konusu rezil cümleleri kuran kişi hakkında işlem başlatmak şöyle dursun, gerçeği aleni hale getiren öğrencileri hedef almış, müfterî şahsıysa korumuştur. TCK 278/1’e göre her bir vatandaşın işlendiğine şahit olduğu suçu bildirme, fiili, eylemi, söylemi muhafaza altına alma mecburiyet vardır. Kayıtların herhangi bir değişiklik yapılmaksızın yayınlanması bu sebeple hukuka uygundur, bilakis aksi suç teşkil edecektir. Dekanlık hedef saptırmamalı, gerekeni derhal yapmalıdır.

Söz konusu kayıtlar başından sonuna kadar birbiriyle uyumlu olup sözlerin dekan yardımcısı Cihad Kısa’ya ait olduğu gün gibi açıktır. Ses kayıtlarından anlaşılacağı üzere şüpheli şahıs Hz. Meryem’in haricinde Hz. İsa’ya da dil uzatmaktadır.

TCK 216/3 maddesi gereğince “Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde cezalandırılır.” Şüphelinin kullandığı ifadelerin halkın neredeyse tamamının benimsediği dini değerleri, kamu barışını bozmaya elverişli bir biçimde alenen aşağılamak suçunu teşkil ettiği su götürmez bir gerçektir.

Fakültede eğitim gören öğrencilerin selameti için bir an dahi beklemeden şahsın açığa alınması, netice olarak görevden uzaklaştırılması gerekirken, ses kayıtlarının yayınlandığı günden bugüne dört gün geçmiş ve milletimizce müfterîlerin1 hesap vermesi, özür dilemesi istenmişse de bu konuda ne iftirayı atan şahıs bir adım atmış ne de dekanlık üzerine düşen tahkikat yükümlülüğünü yerine getirmiştir.

Bu sebeplerle ilgili şahıs hakkında Türk Ceza Kanunu uyarınca adli sürecin başlatılması, ayrıca idari soruşturmanın açılması amacıyla burada bir araya gelen avukatlarla Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusu yapılması kararı alınmıştır.

Şüpheli şahsın kullandığı ifadelerin düşünce özgürlüğü içerisinde değerlendirilmesi asla mümkün olmamakla beraber doğrudan İslam dinine ve değerlerine karşı aşağılama ve tahkir mahiyeti taşımaktadır.

 

Kur’an-ı Kerim’de muhtelif ayetlerde belirtilerek sabit olunduğu üzere Hz. Meryem validemiz iffet timsali bir kadındır. Aksini iddia ederek pak validemize zina iftirası atmak, Kur’an ayetlerini inkâr etmekle beraber İslamî hassasiyetleri alçakça çiğnemektir. Akıl sahibi bir Müslümanın bu durumu bilerek ve isteyerek savunması mümkün değildir. Bu hayasızca iddianın sahibi ise bilerek, isteyerek ve alay edercesine iftiralar savurmuştur.

Üniversite ve sair eğitim kurumlarında vazifeli olan eğitimciler, ilmin öğrencilere ulaştırılması noktasında oluk hükmündedir. Üstad Necip Fazıl’ın ifade ettiği gibi, oluklar çifttir, birinden nur akar birinden kir. Suç duyurusunda bulunduğumuz şahsın açıklamaları tamamen kirdir ve gençlerimizin temiz zihinleri daha fazla kirlenmeden gereği derhal yapılmalıdır.

Cihad Kısa’nın en mukaddesimiz olan dini değerlerimizi aşağılamaya kalkışan tek kişi olmadığını biliyoruz. Burada toplanmamızın bir diğer manası, aklından değerlerimize dil uzatmayı geçiren kimselere karşı her türlü meşru ve hukuki yolu sonuna kadar kullanacağımızın ilanını yapmaktır. Hususen kimi ilahiyat fakültelerine sızmış olan bu oryantalist akımın mensupları git gide artar bir surette televizyonlarda, amfilerde, akademik makalelerde bilimsel araştırma adı altında dinimizin en değerli şiarlarını hadsizce tahkir etmeye kalkışmaktadırlar. Bu topraklar, Müslüman Ecdadımızın İslam için akıttıkları kanlarıyla kazanılmış ve korunmuştur. Ecdadımızın sancağı bizler elindedir. Onların kemiklerini sızlatacak, dinimizin Ulu Peygamberi Hz. Muhammed Aleyhisselam’ı gücendirecek en ufak bir îmâ, itham ve iftiranın dimdik karşısındayız, daima karşısında olacağız.

Bizler aşağıda imza sahibi bulunan avukatlar olarak savcılığa suç duyurusunda bulunmakla, memleketimizin diğer beldelerinde vazife icra eden meslektaşlarımızı da bu ve benzeri hadiselerde gereken öncülüğü yapmalarını talep ediyor, Cumhuriyet savcılığının gereken hassasiyeti göstereceğine inanıyor, şüpheli şahsın derhal açığa alınarak idari soruşturma başlatılmasını talep ediyoruz.

Grup basın açıklamasının ardından dilekçelerini teslim etmek üzere ayrıldı.

Haber:Erdem Can